Muazzez Karaçay 2007-2008 Mezunları
  Çanakkale Şehitlerine...
 



Çanakkale ve Şehitlerimiz...

Ç
oktan ilan edilmişti seferber,
Avrupalılar akın ettiler beraber,
Naliş başlar gelince Çanakkale'ye,
Ayılınca bağırırlar af eyle diye...
Kalbinle karşı koy düşmana mütemadiyyen
Korkma! Ölürsen cennettesin ebdiyyen...
Allah aşkı ile yanan kalbinin ateşi,
Lakin olmamalı bu aşkın bir eşi,
Ervah yukarı doğru süzüldükçe;
Şahadet sesleri yükseldikçe;
Ecelin geldiysede korkma sakın!
Haydi saldır düşmana akın akın...
İmanın seni durmadan yüceltir;
Tepelerin en büyüğüne sacağını yükseltir,
Leke getirmez adına şanına,
Elmas gibi vatanın bir taşına...
Refah bıraktınız yaptıklarınızla bende,
İhya ettiniz beni olayım size bende (köle) ,
Methiyelerin nicesini yapsak azdır sizlere,
İyi ve güzel bir örnek oldunuz bizlere
Zafer sizin, zafer bizim, zafer hepimizin....


 



 
BİR YOLCUYA
( Bu şiir Gelibolu yamaçlarında yazıldı.)


Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğüm bu tümsek, Anadolu’nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda,
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğuldu sele,
Mübarek kanını kattığı yerdir.

Düşün ki, hasrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,
Bir harbin sonunda, bütün milletin,
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

NECMETTİN HALİL ONAN
   



 
Çanakkale


On sekiz Mart günü güneş doğuyor,
Alkanlar akıyor Çanakkale’de,
Şanlı Türk ordusu arşa varıyor
Hesaplar soruyor Çanakkale’de

Denizden karadan tutmuşlar yolu,
Devletler birleşmiş kurmuş oyunu,
Oturmuş masada yazmışlar sonu
Mehmedim vuruyor Çanakkale’de

Taşınmaz toprağım, bükülmez başım,
Daha on sekize varmıştı yaşım,
Tükenmiş cephanem, bitmişti aşım,
Mehmedim yürüyor Çanakkale’de

Al Bayrağa gücün yetermi senin,
Attığın tohumlar bitermi senin
Denize gömüldü gördük bedenin
Mehmedim gürlüyor Çanakkale’de

Anzakları tutmuş sürmüş ileri,
Kurşunu yiyince çekilmiş geri,
Koymuş genç Mehmedim uğruna seri,
Destanlar yazıyor Çanakkale’de

Yer gök duman olmuş bu neyin nesi
Mustafa Kemal’in gürledi sesi
Bu milli coşkudur sardı herkesi
Bir millet yürüyor Çanakkale’de

Türk’üz Türk oğluyuz kanımız bayrak,
Zamanı bir bilip günü sayarak,
Ova taş demeyip dağı yararak,
Mehmedim yürüyor Çanakkale’de

Aldığın kumaştan kaftan biçilmez,
Bu su size zehir olur içilmez,
Adı Çanakkale inan geçilmez,
Mehmedim şan katar Çanakkale’de


Selahattin Bakır
   


 
Çanakkale


Vatan kan ağlıyor Millet yorulmuş.
Kefen biçer dünya, yer Çanakkale.
İmzalar atılmış mühür vurulmuş.
Seni mahzun etmek, ar Çanakkale.

Gemiler dizilmiş, boğaz kesilmiş.
Söz gırtlakta kalmış, sanki küsülmüş.
Süngüler takılmış, tüfek asılmış.
Koç yiğitler hazır, gör Çanakkale.

Yedi düvel birlik olmuş geliyor.
Kurşun çarpışıyor, sine deliyor.
Siper boşaldıkça, yeri doluyor.
İman gözümüzde, fer Çanakkale.

Şehitler ölmezler, ruhları yaşar.
Böyle bir destanı, görmedi beşer.
Hasta Osmanlıydı, yamyamlar şaşar.
Düşmana boğazlar, dar Çanakkale.

Etten siper olduk, düşmana karşı.
Dualar yükseldi, titretti arşı.
Allah, Allah sesi Mehmet’in marşı.
Eşi yok dünyada bir Çanakkale.

Ölüm emredildi, komut verildi.
Nice koç yiğitler, yere serildi.
Deniz dar gelince, kara görüldü.
Geçilmez. geçemez, der Çanakkale.

Kara sevdalıydı, Mehmet’im yurda.
Çukurlar kan doldu, koca bozkırda.
Yeşil sarıklılar, koymadı darda.
Onları bağrında, sar Çanakkale.

Biri bin eyledik, zoru başardık.
Biz iman üzere mertçe yaşardık.
İhlasla, şuurla dağlar aşardık.
Tarihte misali, var Çanakkale.

Süngü karşısında, şaştı kefere.
Vatanım diyordu, ölse bin kere.
Yüz er düşüyordu, bir tek nefere.
Farkımız şehitlik, yar Çanakkale.

Yenilmezler rezil oldu kaçarken.
Kalender zaferde vardır naçarken.
Resulü Cennette kapı açarken.
Şehitler kalbinde gir Çanakkale.


Haşim Kalender
   


 
Çanakkale Savaşı


Zaman gelip çatmıştı tüm siperler dolmuştu
Çanakkale sanki bir çelikkale olmuştu

Kalleş çapulculara haklı bir vuruştu bu
Benzeri görülmemiş asıl bir duruştu bu

Ne üstte ne başta var nede karınlar toktu
Uykusuz gözlerinde zerrece korku yoktu

Damgayı vurmak için dünyanın barışına
Başladı Mehmetçikler şehitlik yarışına

Sırtlanlar aslanlardan dersini alacaktı
Hakka tapan bu millet payidâr kalacaktı

Zulme ve sömürüye mezar kazılıyordu
Bu bir savaş değildi tarih yazılıyordu

Yensek de yenilsek de zafer bize aitti
Gündüz güneş gece ay bu savaşa şahitti

Hakka inanan asker yılmak nedir bilmezdi
Şimdi eğilmeyen baş bir daha eğilmezdi

Günlerce kan döküldü toprağa oluk oluk
Vatan sağ olsun dendi verilirken son soluk

Ölmeyi emrederek zafer bizim diyordu
İşte Mustafa Kemal işte kahraman ordu

Haksız ve adaletsiz bir savaş açmışlardı
Çapulcular cepheden gizlice kaçmışlardı

Güneş bu topraklara doğarken yavaş yavaş
Tüm mazlum milletlere örnek oldu bu savaş


İbrahim Yavuz
   


 
Şerefim Çanakkale

Düşmanlar saldırdı, buralar soğuk
Üşüyorum. Lakin birazdan yanar
Sessizlik var şimdi yüzler hep donuk
Soluyorum. Lakin birazdan kanar

Boğazıma düğümlendi geceler
Çanakkale’ye dayanmış cüceler
Sustum, ama yürek zafer heceler
Siperdeyim. Haydi saldır canavar

Topu mevziledim her iki yana
Denizler doyacak dökülen kana
Vatan için verilmeyen bu cana
Benimsin diyemem, almalı zafer

Şimdi berrak akan nazlı deryalar
Birazdan zulüm kusar bataryalar
“Allah, Allah” diye inler kayalar
Uçuşur üstüme, ölümün kusar

İşte Çanakkale; yer, gök inliyor
Sipere gizlenmiş Yunan dinliyor
Şaşkın İngilizler toptan bitiyor
Her ulustan yardım çağrısı arar

Vur yiğidim, leşler suda sürünsün
İster ise kurt postuna bürünsün
Başka işi yokmuş gibi görünsün
Kel bodura gamlı oyuncak yarar

“Bu boğaz geçilmez” dedi şehidim
Ey Ulus, gök kubbe olsun şahidim
Bayrak için bunu yaptım ahitim
Savaşım, en son kan düşene kadar

Kızıla boyanan ah yiğit dağlar
Üzülme, yüreğim sana da ağlar
Ve lakin adını yazacak çağlar
Yazmazsa utansın unutan sağlar

Haklı olduğumu bildikten sonra
Kimler ne derse desin yok kara
Seslenişim imandan yoksunlara
Kıymetini bilin, Özütürk’üm der


Ramazan Özütürk
   


 
Çanakkale


Dünü yaşadım, bir at sırtında Orta Asya da,
Medeniyyetle nikahımı kıydım, tarihin ilk sayfasına.

Kargı tuttum, cirit attım oynadım.
Gün geldi, bu bozkıra sığmadım.

Dalga dalga ayrılırken bu yurttan,
Bir kor gibi dağıldım dört koldan.

Henüz, yeryüzünde açmazken bahçelerin gülleri,
Bir fırtına olup estim Avrupa dan içeri.

Gün oldu, rüzgarlarla yarıştı tuğlarım.
Gün oldu, kansız kazandım savaşları.

Titrettim kainatı karşısında bu kudretin.
Öğrettim, sonucudur bu kudret medeniyyetin.

Çağ kapayıp, çağ açtım.
Tüm tarih boyu hudutlarda dolaştım.

Dünü yaşadım, Çanakkale'de bir siperden.
Bir kerre daha şahit oldum, şehit dolu tepeden.

O kor hiç sönmemeşti, varoluşundan beri.
Yanıyordu Türk'ün gönlünde, hürriyet alevi.

Veriyordu canını mehmet, bu yolda gülerek.
Suluyordu kanı, hürriyet fidanına dökülerek.

Yıkamıyordu düşman,kale gibi dizilmiş cansız bedenleri.
Aşamıyordu süngüsü, sağ kalan siperleri.

Çiziyordu portresini, tarihin en büyük ressamı.
Elindeki fırça süngü, boyası insan kanı.

Yağmur gibi yağıyordu gökyüzü, belliki ağlıyordu yastan.
Çanakkale'de geriliyordu, sıçramadan önce bu arslan.

Türk'ün dünyaya yaşamak için haykırışı idi bu.
Düşmanın bükemediği bileği öpüp kaçışı idi bu.

Ruhlar gökyüzünden seyrederken bedenleri.
Unutma diyordu bir ses, bu toprakta can verenleri.


Adnan Ergün
   


 
Çanakkale Destanı


Bu ne sis ve karanlık görmüyor gözlerim,
Sularda kan var kızıla boyandı ellerım,

Yığınla geldiler kırk bayraktan millet,
Çekmedik kahrını bize yakısmaz zillet,

İşte siz kimbilir hangi ildensiniz,
Bana vuran nedense hep soluk beniz,

Geçilmez,aşılmaz dağlara vurulmaz deniz,
Siz küçük tepeler biz sizin efendiniz,

Koşarak geldim sipere elimde var silah,
Bana vuranın yoktur sinesinde ilah,

Ya ölürüm ya kalırım demeden kalktım,
Al bayrağı kanımla kefenıme taktım,

Conkbayırı,Seddülbahir kızıl renkli dumanda,
Boğduk düşmanı satır bıçak kamayla,

Neden gelip çatttınız siz bizlere,
Canla alınan yeri canla veririz size.

Geçilmez buralar akmaz tersine sular,
Akan kanımı kırmızıı bayragım yalar,

Bu mekan bizim çekin gidin geriye,
Ne zamandır kedi aslana verir terbiye.

Selçuk Karabulut
   


 
Kurtuluş savaşı ve Çanakkale yiğitlerine


Ne mutlu ki sana
Kanınla suladığın toprağı
Vatan ettin bıraktın bana
Bana durmak yakışmaz
Aklımla yüreğimle
Can vermeliyim, toprağıma taşıma
Ve sahip çıkmalıyım
Önünde saygıyla eğilmeliyim
Aziz hatırana
Ve haykırmalıyım
Var olmanın bedeli
Yaşamak için değil
Yaşatmak için ölmektir, toprağımızda


Mustafa Nuri İnanç

 

 
     


 

 

 

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol